Şerefe adlı kitabından bir anısıdır.
•
•
•
Yıllar önce dostlarla birlikte yılbaşı gezisi için Leningrad'a gitmiştik. (Şimdi adı değişti, ne oldu unutttum)
Bir büyük otel salonunda ağırlanıyorduk.
Bizim masanın yanındaki büyük masada bir Rus ailesi yer almıştı.
20 kişiden fazla olan bu ailenin babası masanın başında oturuyordu.
Babanın yanında kocaman bir semaver vardı.
Votka yudumlayan , peşinden çay bardağınında gani çay yudumu alıyordu.
Bu içiş biçimine dikkatle baktığımdı fark eden baba eliyle işaret ederek beni çağırdı.
Yanındakini kaldırıp, beni islemleye oturttu.
İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlara esir düşmüş…
Zorla Almanca öğretilmiş. Kolay anlaştık ve yakınlaştık.
Bana da votka ve çay ikram edildi.
Hoş oluyordu gerçekten . ben de üç votka ile üç çay içtim.
Ancak çaya şeker konmuyordu.
Votka da, çay da sek içiliyordu.
Bir ara ayağımın altında yumuşak bir şeye takıldı.
Örtüyü kaldırıp bakınca oarada bir adamın yattığını görüp şaşırdım.
Rus ahbabım açıkladı:
"Bu aptal, çayları şekerli içti!"
•
•
•
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder