Ohş Dost Bunlar :

Salı, Eylül 20

Hayat Kaçağı

Hayat Kaçağı
Yazıya nasıl başlayacağımı düşündüm bayağı bi.Çok fena küfür edesim var.Masanın sağ tarafında cep telefonum var -mp3 çalabilenlerden- “Kazım Koyuncu-Hayat” çalıyor…Sol köşede geometri defteri ve testlerinin hepsinin üzerinde “Nietzche” hakkında geniş kapsamlı tüm dersler gibi bir kitap.Aslında kitabı alırken tüm eserlerini içeren bir kitap olduğunu sanmıştım…Değilmiş…Ancak “Nietzche” hakkında baya bir parçalama yapmış herifler kitapta….


“Tanrı Öldü” sözü..Evet bu herife ait.Hatta Tanrı’nın insanlığa son sözünün “Nietzche Öldü” olduğu söylenir.


Bence bu herifleri filozof yapan tek bi yol var o da.Umursamaz olup -farkında olmadan-,düşünmek için kendilerine zaman yaratabilmeleri…


Hele ki Yaşam Filozofları…OH-A!!



Bu adamlar neyin zorundalar bilmiyorum ama hayat hakkında düşünmek…Bu bile içime fena oturdu varya…


Ben hayatı sevmiyorum açıkçası,yada gelecek diyelim,daha doğru olur bu.Kaygı da olabilir aslında,kararsızlık,bilinmezlik,şüphelenmek.


Bunların hepsi olabilir,hiç biride olmayabilir…

Ancak ve ancak,sakın ergence bir düşünceye kapılmayın-yani benim ergence hayattan nefret ettiğimi düşünmeyin-.Sevgilimden ayrılmadım,yok şu gruba giremedim,yok şu ayakkabıyı alamadım…Gelecek kaygısı dedim ya,sınav kaygısı falan onlarlada yakından,uzaktan A-LA-KA-SI YOK!

Benim hissettiğim bilhassa gelecek ile ilgili…Evet,evet biliyorum,ukalalık yapmayın;


“Anı Yaşa” evet benim yaşam felsefemin kısaltması bu,açılımı ise “Geçmişten sadece ders al,geleceğine yatırım yaparak anı yaşa ve asla kaçırma”.


(Oh-a! Lan 3. Sayfa)

Hayat Kaçağı


Benim olayım şu,ileride ne yapıcam?Şu an beni oyalayan bir okul var,önümde bir sınav var oyalıyor beni…


Eee sonra?(Ha ekleyeyim buarada,ben böyle bir ülekeye çocuk getirmek istemem,yok eğer düzelip bir refah ülkesi olursak ortam düzelirse…Neden olmasın?)


Gene iyimser davranayım…Hadi severek yapacağım bir mesleğim olacak…İçimdeki çocuk bulunacağım ortamda boğulacak,mutlu olmadığım ve istemediğim şeyleri yapmak zorunda kalarak can verecek o çocuk…Onun mezarını her haftasonu Pazar günü ziyaret edip bir adet gül bırakıcam-yada ölüsünü yakar ve bir yerlere serperim içimde,dalak,mide v.s-.


Offf ve nihayet yaşlanıcam…Dünyanın nasıl bir hale geleceğini az çok tahmin ediyorum fakat asla tam olarak bilemeyeceğim…Birilerine muhtaç olmak olmak bana göre bir durum değil…Rahat rahat dolaşamayacaksam,evden Kızılaya yürüyemeyeceksem,yaşayabilmem için yasaklarla yaşacaksam…Yok gerçekten bu benlik bir durum değil,hatta tarz değil.!

Eğer ölmek gibi aciz ve sefil bir yol ise benim ilacım;bende hayatımı değiştiririm…Kabul etmem böyle bir hayatı.

Ozaman ne yapmalıyım biliyormuyum?Hehehe evet biliyorum!Siz bilmiyorsanız hayatın inadına sizede söyleyeceğim ne yapacağımı;


Hayata peşkeş çek ulan,asla yaşlanma,yasakları yık,inadına dizin kopsada koş,kimseye muhtaç olma,işini yapman 2 saatini alacak bile olsa yap ulan!,İşeyeceğim zamanı hesaplayacağım tuvalete gitmen 2 saat sürsede gidip o deliğe işeyeceğim!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder